Kadrinizi biliniz. Seviyenizi biliniz. İzzet ve Celâl sahibi Allah’ın düşürmediği derekelere siz kendi kendinizi düşürmeyiniz. İşte bunun içindir ki, birisi şöyle der:
— Kim ki seviyesini bilmezse kader ona bildirir…
Kaldırılacağın yere asla oturma. Bir eve girdiğin zaman, ev sahibinin oturtmadığı yere oturma. Zîrâ sen oradan kendi irâdenin dışında olarak kaldırılacaksın. Eğer imtina’ eder, kalkmamakta direnirsen zorla kaldırılır ve kovulursun…
Ey, kitab müzâkereleri ile iştigâl eden şu kişi! “Kaalû, kulna-— Dediler, dedik” nakaratları arasında hiç bir şey kazanılmaz, bizim bahsettiğimiz mertebelerden hiç bir şey elde edilmez. Bir taraf da, “Şu haramdır!” diyorsun. Diğer taraf da, bizzat kendin onu işliyorsun. Bir taraf da, “Şu helâldir!” diyorsun. Fakat kendin onu asla yapmıyor, yerine getirmiyorsun. Sen, heves içinde hevessin. Tenakuz içinde tenakuzsun. Kendisinden rivayet edilen bir hadîsde, Nebi sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyururlar:
— “Câhile bir kerre yazık! Âlime ise yedi kerre yazık!”
Evet, öğrenmediği için câhile bir kerre yazık. Âlime ise yedi kerre yazık. Çünkü o, biliyordu. Buna rağmen amel etmedi. Böylece, ilminin bereketi uçup gitti. Aleyhine hüccet-delîl olarak ilmin kendisi kaldı…
Sen, önce öğren. Sonra, öğrendiğinle amel et.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder