4 Aralık 2011

Her şeyden evvel içindeki nefs denilen ejderi öldür.


Biliniz ki, bizim yolumuzun esâsı, zarurî olan ile yetinmektir. Sonsuz seâdeti arzularsanız her hususta fakîrliği, yâni Allahü teâlâdan başkasına muhtaç olmamayı beğeniniz.
Bir kimse, eğer temiz, dürüst ve namuslu değilse, benim sulbümden gelmiş olsa da benim evlâdım değildir. Fakat bir kimse şerîati ve hakîkati hakkıyla bilir ve bunlarla amel ederse, en uzak yerler ahâlisinden bile olsa, o benim evlâdımdır.
Bu yola girenin gıdası kanâat, feyz yağmuru ise, ihlâs ile akıtılan gözyaşıdır. Ruh kapıları açılıp, kalbe acıma duygusu gelinceye kadar oruç tutulur. İşte o zaman insan kalb huzuru ile Kur’ân-ı kerîmin hakikatlerini anlayıp ondan istifâde edebilir.
Ey oğul! Eğer tövbe etmek istiyorsan, bunu şakaya alma. Oyuncak zannetme. Tövbe ettim demek suretiyle yalnız dil tövbesi yapmak insana hiç bir şey kazandırmaz. Hakîkî tövbe kulun kendi kalbini, mahlûkâtı düşünmekten ve hatırlamaktan kurtarabilmesi ile mümkün olur. İşte ancak kalbi böyle olan kimselerin tövbesi makbuldür. Kalbin böyle olabilmesi için, insanın evvelâ kendi nefsini dizginlemesi, sonra da tâatlarını ihlâs üzere inşâ etmesi lâzımdır. Bundan sonra da evliyayı kiramın menkıbe ve sözlerini okumalıdır.
Ey oğul ! Her şeyden evvel içindeki nefs denilen ejderi öldür. Yüzünü toprağa sür. Hatâ ve isyânını kabul ve itiraf et. Yaptığın hatâ dolu ibâdetlerin yüzüne çarpılmasından kork. Allahü teâlâ kullarının kalbine bakar. Ey insanlar, o hâlde kalblerinizi temiz tutunuz. Kalbinizde yalnız ihlâs ve istikâmet bulunsun.

ES SEYYİD İBRAHİM DESUKİ RAHMETULLAHİ ALEYH HAZRETLERİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder