Senin nurun, ilmindedir. Işığın, ilmindedir. Kendisiyle âmil olduğun ilmin senin nurundur, ışığındır. Bununla beraber, onunla âmil olduğun müddetçe ışığın gelmekte devam eder. Nitekim Resûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyururlar:
— Kim ki bildiği ile amel ederse, Allah onu, bilmediklerini öğrenmeğe vâris kılar. Yâni bilmediklerini kendisine öğretir.
Yine peygamberimizin bu husustaki bir başka hadîsleri de şöyledir:
— Kim ki kırk sabah, sırf Allah rızâsı için ihlâslı olursa onun kalbinden lisanına hikmet pınarları fışkırır.
Allah dostları, âhıret düşüncesiyle de ameller işlerler. Tâ ki Azîz ve Celîl olan Allah’a ve O’nun yakınlığına erişinceye kadar. Onlar; bâtından zahiri, asıldan fer’i alırlar. Önce Halka mahsus sofralara oturtulurlar. Peşinden de Allah’ın fazıl sofrasına alınırlar. Bir halet de iki çeşit yemek yerler. Halka ikram edilen nimetlerde onlara katılırlar…
Şânı yüce olan Allah bir husus için seni murat ettiği zaman o hususa seni hazırlar. Kim ki benim ilk hâlimi bildiği halde sohbetlerime gelmez ve benden kaçarsa hatâ etmiş olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder